Çocuklara
hareket ederek öğrenerek zaman geçirebileceği bir oyun ortamı yaratılmalıdır. İlköğretimde sekiz yıl boyunca uygulanan beden eğitimi dersleri özellikle
ilköğretimin 1. Kademesinde oyunlar şeklinde uygulanmaktadır. Oyun kavramının temelinde
de hareket becerilerinin kazanılması vardır. İnsan yaşamını daha sağlıklı ve nitelikli şekilde
sürdürebilmek için harekete etmeye ihtiyaç duyar . İlköğretim
büyümenin ve beden gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. İlköğretim eğitim bakımından çok
fazla önem taşıdığı gibi, fizyolojik gelişim devrelerini etkilemekte ve çocuğun hem fiziksel
gelişiminde hem de sosyal davranışlarında çok önemli süreçler olarak karşımıza çıkmaktadır .
Kompleks becerilerin büyük bir bölümünün asıl hareket parçaları, oyunlardan ve hareket
parçalarından uyarlanmıştır. Bu temel hareketler çocuğu ileriki dönemlerdeki edineceği spor
becerilerinin öğrenilmesinde avantajlı duruma getirecektir. Temel motor hareketler dönemi
desteklenen bir çocuk için motor becerileri kazanmak daha kolay ve etkili bir biçimde
gerçekleşeceği gibi daha karmaşık becerilere de olumlu biçimde aktarabilmesi
düşünülmektedir .
Motor gelişim terimi ile psiko-motor gelişim terimi sık sık birbirinin yerine kullanılır. Psikomotor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreç olup motor becerilerde azalma ya da yeni
bir becerinin kazanılması gibi tüm fiziksel değişmelerle ilgilenir. Çocukların motor gelişimi,
hareket yeteneklerinin gelişim ve fiziksel yeteneklerin gelişimini kapsar. Hareketin
hassaslığının temelinde motor becerileri sınıflama iki kategoride oluşur: Kaba motor beceriler
ve ince motor beceriler. Kaba motor beceriler büyük kasları içermesiyle kategorize edilir ve
amaç ince motor becerilerde olduğu gibi hassas bir şekilde bir işi yapmak veya hareket etmek
değildir. Yürümek, zıplamak, fırlatmak, sıçramak gibi temel motor beceriler bu grupta yer
alır.
Psiko-motor gelişim ise fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin omurilik gelişimi
sonucu organizmanın isteme bağlı olarak hareketlilik kazanmasıdır. Bu süreç anne karnından
itibaren başlamaktadır. Bebeğin doğum öncesi başlayan hareketliliği doğum sonrası daha da
artmaktadır. Yaşamın ilk aylarını anne karnındaki pozisyonuna benzer şekilde uykuda
geçirirken, ikinci aydan itibaren yavaş yavaş çevreyle etkileşime girmeye başlamaktadır.
Oyun aktivitelerinde motor tepkilerin denenmesi süratli, akıcı ve doğru motor becerilerin
kazanılmasına yol açmaktadır. Oyun süresince çocuk, kendi bedeninin dünya üzerindeki
etkisini ve kontrolünü öğrenmektedir. Bu bilgilere dayanarak oyun aktivitelerinin çocuğun
psiko-motor gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ifade edilebilir